
Ümraniye escort sokakları geceleri başka, gündüzleri başka konuşurdu. Gündüz kalabalık, aceleci ve gürültülüydü; gece ise daha dürüst, daha sessiz ve daha ağırdı. Ece, gecenin dilini öğrenmişti. Yirmi iki yaşındaydı ama bu sokaklar ona kısa sürede çok şey öğretmişti. En çok da susmayı… Çünkü bazen susmak, anlatmaktan daha güvenliydi.
Ece sabaha karşı eve döndüğünde ilk iş olarak perdeleri kapatırdı. Küçük, tek göz odası Ümraniye escort eski apartmanlarından birindeydi. Duvarlar inceydi; komşuların sesleri bazen içeri sızardı. Ama Ece için önemli olan, kapıyı kapatıp yalnız kalabilmekti. Ayakkabılarını çıkarır, yatağın kenarına oturur ve birkaç dakika boyunca hiçbir şey düşünmemeye çalışırdı. Bu onun kendine verdiği tek molaydı.
Bu hayata gelişini anlatırken hep aynı cümleyi kurardı: “Her şey yavaş yavaş oldu.” Önce okul yarım kalmıştı. Sonra çalıştığı işten çıkarılmıştı. Ardından güvendiği insanlar birer birer yok olmuştu. Ümraniye vip escort geldiğinde hâlâ toparlanabileceğine inanıyordu. Ama bazen hayat, insanı köşeye sıkıştırırdı. Ece de ayakta kalabilmek için zor bir yol seçmişti.
Kucaktan İnmeyen Escort
Geceler onun için sadece çalışmak değil, aynı zamanda tetikte olmak demekti. Korku hep içindeydi ama bunu kimseye belli etmezdi. Güçlü görünmek zorundaydı. Gündüzleri ise tam tersiydi; görünmez olmayı tercih ederdi. İnsanların bakışları, fısıldaşmaları, suskunlukları onu yorar, içini kemirirdi. Kimse onun ne kadar yorulduğunu, kaç kez “artık yeter” dediğini bilmezdi.
Bir gün, Ümraniye sert seven escort bir çay ocağının önünde dururken içeri davet edildi. “Bir çay iç, dinlen,” dedi çaycı. Ece önce tereddüt etti ama sonra girdi. Sıcak çay ellerini ısıtırken, uzun zamandır hissetmediği bir sakinlik çöktü içine. Kimse ona soru sormadı. Sadece bir insan gibi oturmasına izin verdiler. O kısa an, Ece’nin aklında uzun süre kaldı.
Zamanla Ece, belediyenin kadınlar için açtığı bir destek merkezinin varlığını öğrendi. Günlerce kapısından geçip içeri girmedi. Korkuyordu. Ama bir sabah aynaya baktığında gözlerindeki yorgunluğu fark etti. O gün, ilk kez yardım istemenin zayıflık olmadığını düşündü. İçeri girdi, sessizce oturdu ve konuştu. Kimse onu yarıda kesmedi.
Bir yanıt yazın