
Ümraniye escort dar sokaklarında sabahın ilk ışıkları yeni yeni görünmeye başlıyordu. Hava soğuktu; rüzgâr, apartmanların arasından geçip yüzlere sertçe çarpıyordu. Elif, başını öne eğmiş, eski paltosuna sarınarak seksi yürüyordu. Göz kapakları yorgun, ayakları sanki her adımda biraz daha ağırlaşıyordu. Geceyi geride bırakmış, sessizce evine dönüyordu.
Henüz yirmi iki yaşındaydı. Yaşı gençti ama ruhu, yılların yükünü taşır gibiydi. Küçük yaşta ailesini kaybetmiş, İstanbul’a geldiğinde sadece umutları vardı. Ancak hayat, o umutları kısa sürede parçaladı. Ev bulmak zor, iş bulmak daha da zordu. Uzun süre temizlik ateşli işlerinde çalıştı, marketlerde kasiyerlik yaptı. Fakat kazandığı para kiraya bile yetmiyordu.
Bir gün, çaresiz kaldığında, tanıdığı biri ona “farklı” bir yoldan para kazanabileceğini söyledi. O an Elif’in kalbi sıkıştı, utandı, korktu… Ama birkaç gün sonra, cebinde tek kuruş kalmayınca, karanlık bir karar verdi. O geceden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
Artık geceleri Ümraniye escort sessiz sokaklarında dolaşıyor, sabah olunca küçük, soğuk evine dönüyordu. Aynanın karşısına geçtiğinde makyajını silerken gözyaşlarını tutamazdı. Her defasında kendine aynı soruyu sorardı:
“Ben nasıl bu hale geldim?”
Komşuları onun hakkında dedikodu yapar, bazıları arkasından kötü sözler söylerdi. Ama kimse onun içindeki fırtınayı, yalnızlığını, çaresizliğini bilmezdi. Çünkü Elif konuşmazdı. Gülümsemeyi çoktan unutmuştu.
Bir akşam, sokakta olgun yürürken yağmur başladı. Üşüyordu. Bir kafeteryanın camından içeri baktı — içeride genç bir kız kahkahalarla arkadaşlarıyla konuşuyordu. O an Elif’in gözlerinden yaşlar süzüldü. Çünkü o da bir zamanlar öyleydi. Hayalleri, umutları, bir geleceği vardı. Ama hayat, ondan her şeyi almıştı.
Bir gün, bir yardım kuruluşunun broşürünü eline verdi biri. Başta umursamadı. Ama o gece, uzun uzun düşündü. “Belki hâlâ geç değildir” dedi içinden. Ertesi sabah oraya gitti. İlk kez biri onu yargılamadan dinledi.