
Pendik escort geceleri, soğuk ve sessizdi. Denizden gelen rüzgâr, dar sokaklarda dolanıyor, taş kaldırımlara tuz kokusunu bırakıyordu. Elif, ince montunu sıkıca kapatarak yürüyordu. Elleri üşümüştü, yüzü yorgun ve solgundu. Henüz yirmi bir yaşındaydı, ama gözlerindeki yorgunluk, yılların acısını anlatıyordu.
Elif, Pendik escort kenar mahallelerinden birinde, rutubetli bir evde annesiyle birlikte büyümüştü. Babası yıllar önce evi terk etmişti; annesi ise temizlik işlerinde çalışarak onları ayakta tutmaya çalışıyordu. Küçük yaşta hayata karşı mücadele etmeyi öğrenmişti. Fakat birkaç yıl önce annesi ağır bir hastalığa yakalanınca, evin tüm yükü Elif’in omuzlarına bindi.
Okulu bırakmak zorunda kaldı. Önce bir kafede garson olarak çalıştı, sonra markette kasaya geçti. Ama aldığı para kira, ilaç ve yiyecek masraflarına yetmiyordu. Borçlar birikiyor, gelecek ise her geçen gün daha karanlık görünüyordu.
Bir gece sahilde otururken, yanına yaşlı bir kadın geldi. Kadın, Elif’e bakarak “Hayatta kalmak bazen seni istemediğin yollara iter,” dedi. Bu söz, Elif’in zihninde uzun süre yankılandı. Günlerce direndi, ama çaresizlik onu bir gece daha sokaklara sürükledi.
Pendik escort karanlık sokakları, artık onun ikinci eviydi. Başlarda her yabancı bakış, her küçümseyici söz içini yakıyordu. Ama zamanla olgun duygularını saklamayı, gözyaşlarını içerde tutmayı öğrendi. Sabahları eve dönerken aynaya bakamıyordu; çünkü aynadaki yüz, artık çocuk Elif değildi. Her sabah kendine sessizce fısıldıyordu: “Bu ben değilim…”
Bir sabah gün ateşli doğarken sahile indi. Dalgalara bakarken yaşlı bir balıkçı yanına oturdu. Elinde bir termos çay vardı. “Deniz bile bazen kirli olur kızım,” dedi, “ama sabah olunca temizlenir. İnsan da öyle.” O söz Elif’in içindeki küçük umudu uyandırdı.
Bir yanıt yazın