
Beykoz escort Necla, Beykoz’un Tokatköy mahallesinde, yokuşun tam başında, sobayla ısınan küçük bir evde yaşıyordu. Ev dediğine ne cam tamdı, ne kapı sağlam. Ama içerisi dışarıdan daha sakindi. Necla 39 yaşındaydı. Gençliğinde tiyatro okumuş, sahneye bir kez çıkmıştı. O gece aldığı alkışları hiç unutmamıştı. Ne var ki, hayatın senaryosu ona başrol vermemişti.
Beykoz’u seçmesinin bir nedeni vardı. Burada orman çoktu, sessizlik yoğundu, insanlar ise meraksızdı. Mahalle arasında yavaş yürürdü. Herkes onu tanır, ama kimse adını sormazdıı. “Temizlik yapıyor,” derlerdi arkasından. Oysa geceleri temizlenen değil, kirletilen duyguların içindeydi. Yalnızdı ama bu yalnızlık artık yara değil, zırhtı.
Sahnesiz Replikler
Bir sabah, sis camları kaplamışken kapı çaldı. Gelen bir adam değildşi bu kez. Orta yaşlı bir kadın. “Burada Necla Hanım mı oturuyor?” dedi. Şaşırdı. “Benim,” dedi. Kadın ağlamaklıydı. “Kızım sizi yazmış bir deftere. Sizi hep anlatıyordu… Sığınmış size birkaç gece.”
Necla’nın zihni titredi. Herkes aylar önce, soğuk bir gecede gelen Zeynep’i hatırladı. Üzgün, ürkek, çok genç bir kız. Kalacak yeri olmadığını söylemiş, bir hafta misafir olmuştu. Necla ona hiç soru sormamış, sadece dinlemişti. Bir sabah sessizce çekip gitmişti.
Kadın, çantasından bir defter çıkardı. Zeynep’in günlüğüydü. “Burada sizden ‘sessiz melek’ diye bahsetmiş. Sizi unutmadı,” dedi.
Necla, defteri aldı, kapıyı kapatmadan önce bir şey söyledi: “Ben kimseye melek olmadım. Sadece çok suskun bir kadını dinledim.”
Kadın gitti. Necla, defteri okurken ağladı. Bu yüzden İlk kez birinin kelimelerinde var olmuştu.
Bir yanıt yazın