
Songül, İdealtepe Escort sahil kıyısında gece yürürken denizden gelen tuzlu rüzgârı yüzünde hissederdi. Gün boyunca bir butik mağazada çalışır, sabırlı ama mesafeli tavrıyla dikkat çekmeden günü geçirirdi. Ne soran olurdu hayatını, ne de merak eden. Ama gece bastığında, kimseden izin almadan yaşadığı ikinci hayatına geçiş yapardı.
Sınır Çizmenin Sessizliği
Songül, Elazığ’dan İstanbul’a geldiğinde bir akrabasının yanına sığınmıştı. İlk aylarda evde temizlik yaptı, çocuk baktı. Sonra küçük işletmelerde gündelikçi olarak çalıştı. Herkesin talepleri vardı, ama onun ihtiyaçlarını soran yoktu. Bir gün karar verdi: Başkalarının sessizliğe gömdüğü hayatını kendi sesiyle sürdürecekti.
İdealtepe’de bulduğu tek odalı bir ev, onun merkezine dönüştü. Geceleri çıktığında önce kendini tartar, ardından müşterilerini seçerdi. Onun için mesele para değil, kontrolü elinde tutmaktı. Ne utanırdı ne de başkalarının merhametine ihtiyaç duyardı. Her randevu, kendi koyduğu kurallar çerçevesinde şekillenirdi.
Bir gece sahilde otururken yanında duran genç bir kadın, “Kendine güvenmen bana garip geliyor,” dedi. Songül, gözlerini denize dikerek yalnızca şunu söyledi: “Çünkü ben kendime başka kimsenin yapamayacağı kadar sadığım.”
O gece, sahil boyu uzanan lambalar sarı bir sessizlik saçarken, Songül’ün adımları o sessizliği delen bir kararlılıkla atılıyordu. Kimse görmese de, o gece de kendi hayatını sırtlamış, başka bir güne ulaşmıştı.
Bir yanıt yazın