Ferhatpaşa’da Yanmayan Işıklar

Ferhatpaşa escort Mine, Ferhatpaşa’nın gece yarısından sonra sessizleşen sokaklarında yürürken hiçbir pencere ışığına aldırmazdı. Gündüzleri bir büfede çalışır, müşterilere tost ve çay verirdi. Ama gün batınca başka bir kimliğe bürünürdü; seçtiği, kurallarını kendi koyduğu bir hayata.

Kimin İçin, Ne Uğruna?

Ferhatpaşa escort Mine, Çorum’dan ayrıldığında arkasında ailesini değil, suskunluğunu bırakmıştı. İstanbul’a vardığında önce tekstilde iş buldu, sonra bir yemekte garsonluk yaptı. Her girdiği işte ya hakarete uğradı ya da hor görüldüü. Kendisine kimse “neden?” diye sormadan onu yargılarken. O kendi cevabını çoktan bulmuştu: “Benim hayatım, benim yolum.”

Ferhatpaşa’da küçük, penceresiz bir oda kiraladı. İçeride ne televizyon vardı ne de çiçek. Ama orası sadece ona aitti. Geceleri dışarı çıktığında dikkatliydi. Kiminle görüşeceğine, nerede buluşacağına kendisi karar verirdi. Bedeli yalnızlıksa, bu yalnızlık onun seçtiği yalnızlıktı.

Bir gece, otobüs durağında beklerken yanına oturan genç bir kadın sessizce sordu: “Her gün nasıl kalkıyorsun yataktan?” Mine gözlerini yere indirip kısa bir duraksamayla cevap verdi: “Çünkü kalkmazsam beni yok sayanlar kazanacakk.”

O gece Ferhatpaşa’nın sokak lambaları çoğu yerde sönüktü ama Mine’nin adımları dimdikti. Kendine acımadan, başkasının onayını beklemeden yaşamanın ne demek olduğunu artık ezbere biliyordu.

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir